01.11.2022 16:30
Şirketlerin
Kendi Paylarını Geri Almasının
Ticaret ve Vergi Hukuku Karşısındaki Durumu-I
1. Giriş
6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) şirketlerin kendi paylarını iktisap veya
rehin kabul etmesi hususları 379 ilâ 389’uncu maddelerde hüküm altına
alınmıştır. Buna göre TTK uyarınca belirli şartlara uyulduğu taktirde ilkesel
olarak, bir şirketin sermayesinin %10’unu kadar ivazlı olarak kendi paylarını iktisap
edebilmesi mümkün olabilmektedir.
Diğer
yandan, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPK) 22’nci maddesine göre, halka
açık ortaklıklar, kendi paylarını, Kurul tarafından belirlenen şartlar
çerçevesinde satın alabiliyor. Kurul, halka açık ortaklıkların kendi paylarını
satın almasına ilişkin şartlara, işlem sınırlarına, geri alınan payların elden
çıkarılması veya itfası ve bu hususların kamuya açıklanmasına ilişkin usul ve
esasları düzenleme yetkisine sahip olup bu yetkisini Geri Alınan Paylar
Tebliği’ni (II-22.1) yayımlayarak kullanmıştır.
Yine
SPK’nın 25’inci maddesinde, halka açık ortaklıklarda, gönüllü ya da önemli
nitelikteki işlemler nedeniyle zorunlu pay alım teklifi yapılması ile ilgili
usul ve esasların Kurulca belirleneceği belirtilmiş ve Kurul söz konusu
yetkisini Pay Alım Teklifi Tebliği’ni (II-26.1) yayımlayarak kullanmıştır.
SPK
tarafından 11.08.2011 tarihinde yapılan duyuruda da belirtildiği üzere[1], hisse
geri alımları, yabancı ülkelerdeki halka açık ortaklıklar tarafından finansman
politikası olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
Hisse
geri alımına yönelik ülke otoritesinin düzenleme yapması; bilhassa borsalarda
oluşan yoğun fiyat hareketlerine karşı, hisse fiyatlarındaki dalgalanmaları
azaltıcı yönde şirketlere imkân tanınması, ayrıca kendi payları üzerinde
işlem yapan şirketlerin yaptıkları işlemlerin daha şeffaf bir ortamda
yapılmasının sağlanması ve yatırımcıların daha doğru bir şekilde
bilgilendirilmesi nedeniyle önemlidir.
Öte yandan
vergi idaresi, sermaye şirketlerinin kendi paylarını iktisap etmek suretiyle
vergisiz bir şekilde şirket dışına fon aktardıkları yani kar dağıtımı
yaptıkları konusundaki mevcut çekince, konunun belirsizlik içermesi ve konuyla
ilgili görüş ve pozisyonun netleştirmek istenmesi nedeniyle 7256 sayılı
Kanun’un 17’nci maddesinde kendine yer bulan ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu’nun 94/4’üncü fıkrasında hüküm altına alınan şirket karlarının dağıtılıp
dağıtılmadığına bakılmaksızın tevkif yoluyla alınacak vergiye ilişkin yeni bir
vergi güvenlik müessesi ihdas etmiştir.
Söz
konusu hükmün uygulanmasına ilişkin açıklamalara ise Kurumlar Vergisi Genel
Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’de (Seri No: 18)
yer verilmiştir.
Bu
yazımızda, şirketlerin kendi paylarını iktisap etmesinin TTK, SPK ve vergi hukuku
(ve finansal tablolara yansıması) karşısındaki durumu ele alınarak değerlendirilecektir.
2.
6102 Sayılı TTK’nın İlgili Hükümleri
1/324
sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunda[2]
şirketlerin kendi paylarını iktisap etmesi konusunda AET/AT[3]’de
yapılan reformist çalışmalardan bahsedilerek (AET’nin şirketlere ilişkin 77/91
sayılı İkinci Yönergesini hukukumuza yansıtan) Yeni Ticaret Kanunu’nda
oluşturulan bu kurumun içerdiği yenilikler belirtilmiştir. Buna göre;
“(1) Her anonim şirket, genel
kurulunun yönetim kuruluna verdiği yetkiye dayanarak sermayesinin yüzde
onunu aşmamak şartıyla, kendi paylarını iktisap ve rehin olarak kabul
edebilir.
Genel Kurulun
yetkilendirmesi on sekiz aylık[4]
bir süre için geçerli olup, sürekli bir şekilde yenilenebildiği için yasanın
kural olarak sermayenin yüzde doksanını oluşturan paylar için geçerli olduğu,
yüzde on oranında payın ‘yasak dışı’ olduğu söylenebilir.
(2) Şirket, yakın ve
ciddi bir kaybı önlemek amacıyla kendi paylarını genel kurulun
yetkilendirme kararı olmadan da serbestçe iktisap edebilir.
(3) Şirket bu iki büyük
istisnaya ek olarak Kanun’un 382’nci maddesinde sınırlı sayı (numerus clausus)
öngörülmüş bulunan istisnaların varlığında da paylarını iktisap edebilmektedir…”
TTK’nın
379-389’uncu maddelerinde hüküm altına alınan şirketin kendi paylarını iktisap
etmesine ilişkin hükümlere baktığımızda önemli gördüğümüz hususlar aşağıda yer
alan konu başlıkları itibarıyla açıklanmıştır.
i.
Geri Alınacak Paylara İlişkin Limitler
TTK uygulamaları gereği şirketlerin geri
alabileceği paylara yönelik birtakım sınırlamalar mevcuttur. Bunlar;
-
Şirket kendi paylarını, esas/çıkarılmış sermayesinin
onda birini aşan veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı
olarak iktisap edemez.
-
Bu şartlara ek olarak, iktisap edilecek
payların bedelleri düşüldükten sonra, kalan şirket net aktifi, en az
esas/çıkarılmış sermaye ile kanun ve esas sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin
verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmalıdır.[5]
-
Sadece, bedellerinin tümü ödenmiş bulunan
paylar iktisap edilebilir.
-
Şirket, bedellerinin tamamı ödenmiş olmak
şartıyla, kendi paylarını ivazsız iktisap edebilir.
ii.
Geri Alıma Yönelik Yetkilendirme
TTK uygulamaları gereği şirketlerin geri
alabileceği paylar için gerekli olan yetkili organ iznine ilişkin hükümler şu
şekildedir;
-
Payların iktisap edilebilmesi için, genel
kurulun yönetim kurulunu yetkilendirmesi şarttır. Ancak bir şirket, yakın
ve ciddi bir kayıptan kaçınmak için gerekli olduğu takdirde, kendi
paylarını, genel kurulun yetkilendirmeye ilişkin kararı olmadan da iktisap
edebilir.
-
Bu yetki en çok beş yıl için geçerli
olacaktır. Buna göre, iktisap edilecek payların itibarî değer
sayıları belirtilerek toplam itibarî değerleriyle iktisap edilecek paylara
ödenebilecek bedelin alt ve üst sınırı gösterilecektir.
iii.
Geri Alınan Payların Elden Çıkartılması ve
Yok Edilmesi (İtfası)
TTK hükümleri gereğince geri alınan payların
elden çıkartılmasına ve itfasına yönelik düzenlemeler şu şekildedir;
- 379 ilâ 381’inci maddelere aykırı bir şekilde
iktisap edilen paylar, iktisapları edildikleri tarihten itibaren en geç altı
ay içinde elden çıkarılır.
-
Md. 382/b-c-d bentlerinde yer alan iktisaplar
ile ivazsız iktisapta, iktisap edilen paylar, şirket için herhangi bir kayba
yol açmadan devirleri mümkün olur olmaz ve herhâlde iktisaplarından itibaren
üç yıl içinde elden çıkarılırlar; meğerki, şirketin sahip oldukları bu
payların toplamı şirketin esas/çıkarılmış sermayesinin yüzde onunu aşmasın.
-
384 ve 385’inci maddeler uyarınca elden çıkarılamayan paylar, sermayenin
azaltılması yoluyla hemen yok edilir.
iv.
Geri Alınan Paylara İlişkin Haklar
TTK’da hüküm altına alınan geri alınan
paylara ilişkin haklar şu şekildedir;
-
Şirketin iktisap ettiği kendi payları, ana
şirketin genel kurulunun toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz.
-
Bedelsiz payların iktisabı hariç, şirketin
devraldığı kendi payları hiçbir pay sahipliği hakkı vermez.
-
Pay sahipliği konusunda ilgili madde
gerekçesinde çok önemli açıklamalar yapılmış olup bunları aşağıya
alıntılıyoruz;
o “Şirketin
kanuna uygun veya aykırı bir şekilde iktisap ettiği paylar şirkete hiçbir pay sahipliği
hakkı vermez. Şirket sadece, söz konusu paylardan kaynaklanan bedelsiz
payları iktisap edebilir; ancak anılan bedelsiz paylar da şirkete pay sahipliği
hakları sağlayamaz.
o Bu maddenin
sonuçları, 6762 sayılı Kanun’un 329’uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmüne
nazaran daha kesin ve kapsamlıdır… Şirket hamiline hisse senetlerini inançlı
bir işlem ile devredip kendisini genel kurulda temsil ettiremez, oy
kullanamaz, temettü alamaz.
o Hükümle
ilgili bir kısım sorunlar kanunî çözümlerin sakıncaları göz önüne alınarak
içtihada ve öğretiye bırakılmıştır.
o Bu sorunlar
AET’nin İkinci Yönergesinde de bu sebeple çözülmemiştir. İsviçre’de de durum
böyledir.
o AB
ülkelerinde söz konusu sorunlarda bazen değişik sonuçlara varılmıştır.
o İşaret
edilmek istenen sorunlar, inter alia,
§ Söz konusu
payların tutarınca toplantı nisabının azalıp azalmadığı,
§ Tahakkuk eden
temettünün kanunî yedek akçelere alınıp şirketin malvarlığı haline mi geldiği,
§ Yoksa özel
bir hesaba konulup payın devri ile devralana mı verileceği,
§ Rüçhan
hakkının kullanılmasının bedelsiz paylara kıyaslanıp kıyaslanmayacağıdır.
o Yabancı doktrinde;
§ Pay sahipliği vermemenin geçici bir hâl
olduğu,
§ Paylar anonim
şirketin elinde iken pay sahipliği haklarının dondukları,
§ Payların
devri ile birlikte söz konusu paylardan kaynaklanan hakların canlandığı, görüşü
savunulmaktadır.
v.
Geri Alınan Paylar İçin Yedek Akçe Ayrılması
TTK’da hüküm altına alınan ve geri alınan paylara
ilişkin yedek akçe ayrılmasına ilişkin hususlar şu şekildedir;
-
Şirket, iktisap ettiği kendi payları için
iktisap değerlerini karşılayan tutarda yedek akçe ayırır.
- Bu yedek akçeler, anılan paylar
devredildikleri veya yok edildikleri takdirde iktisap değerlerini karşılayan
tutarda çözülebilirler.
- Madde gerekçesinde bu düzenlemenin kaynağının
İsviçre Borçlar Kanunu’nun 671/a ve 671/b maddeleri olduğu belirtilmiştir.
-
Gerekçede, şirketin iktisap ettiği kendi
payları için yedek akçenin iktisap tarihinde kurulacağı ve ayrılacak yedek
akçede iktisap değerinin esas alınacağı belirtilmiştir.
3.
Sermaye Piyasasına Yönelik Düzenlemeler
Sermaye Piyasası Kurulu (Kurul), payları
Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin kendi paylarını satın almaları
durumunda uymaları gereken ilke ve esasları 10.08.2011 tarih ve 26/767 sayılı
kararı kapsamında belirlemişti.
Ancak 30.12.2012 tarihli Resmî Gazete’de
yayımlanan 6362 sayılı Kanun’un ardından mezkûr Kanun’un uygulanmasına ilişkin
düzenlemeler yürürlüğe girmiş ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve bu
Kanun’a ilişkin ikincil mevzuat yürürlükten kaldırılmıştır.
Buna göre, halka açık ortaklıkların kendi
paylarını satın alması veya rehin olarak kabul etmesine ilişkin usul ve
esasları düzenleyen Geri Alınan Paylar Tebliği (II-22.1.) Kurul tarafından 03.01.2014
tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Geri alınan paylara ilişkin olarak söz konusu
Tebliğ’de düzenlenen; işlem/geri alım sınırlaması, genel kurul/yönetim kurulu
yetkilendirmesi ve diğer genel esaslar ile bilgi suistimali veya piyasa
dolandırıcılığı sayılmayan haller ve işlem esaslarına yönelik hükümlerin bir
kısmına yazımızın TTK bahsinde değinildiği için tekrardan burada yer vermeyi uygun
görmedik.
Hal böyle olmakla beraber, Kurul’un
21.07.2016[6] ve
25.07.2016[7]
tarihli basın duyuruları ile halka açık ortaklıkların borsada işlem gören
paylarının geri alımını herhangi bir limit söz konusu olmaksızın
gerçekleştirebilmelerine imkân sağlanmıştır. SPK tarafından yayımlanan
23.03.2020 tarihli ve 2020/19 sayılı Bülten’de[8] de
Kurulun 21.07.2016 ve 25.07.2016 tarihli basın duyurularının halen yürürlükte
olduğunu kamuoyuna hatırlatılmıştır.
Dolayısıyla yazımızın bu bölümünde SPK
düzenlemeleri kapsamında, geri alınan paylara ilişkin haklar, geri alınan
payların elden çıkartılması ve itfası, elden çıkartma yöntemleri ve
muhasebeleştirilmesi esasları ele alınacaktır. Buna göre;
i.
Geri Alınan Paylara İlişkin Haklar
Tebliğ’in 18’inci maddesine göre;
-
Ortaklıkların geri alınan paylardan
kaynaklanan bedelsiz paylara ilişkin hakları saklı olmakla birlikte prensip
olarak geri alınan paylar, genel kurul toplantı nisabının hesaplanmasında
dikkate alınmaz, hiçbir pay sahipliği hakkı vermez.
- Ortaklıkların (bedelsiz paylar dahil) geri
alınan paylarının, kâr payı ve yeni pay alma hakkı (rüçhan hakkı) bulunmaktadır.
-
Bağlı ortaklıkların satın aldığı ana
ortaklığın paylarına ait oy hakları ile buna bağlı diğer haklar kendiliğinden
donar.
-
Geri alınan paylara ait donma hali,
ortaklığın/bağlı ortaklığın payları elinde bulundurduğu süreyle sınırlıdır. Bu
payların üçüncü kişilere devri ile ortaklık hakları kendiliğinden doğar.
ii.
Geri Alınan Payların Elden Çıkartılması ve
İtfası
Tebliğ’in 19’uncu maddesine göre;
-
Geri alınan paylar, pay bedelinin sermayenin
%10’unu ve dağıtılabilir kar tutarını aşmaması şartıyla süresiz olarak elde
tutulabilir. Bu paylar nedeniyle edinilmiş bedelsiz paylar da aynı süreyle
elde tutulabilir.
-
Tebliğ hükümlerine aykırı olarak geri alınan
paylar, geri alım tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde
elden çıkarılır.
-
Bu süre boyunca satılamayan paylar sermaye
azaltımı suretiyle itfa edilir.
- Sermayenin azaltılması çerçevesindeki geri
alımlar hariç olmak üzere, geri alınan payların ödenmiş/çıkarılmış sermayenin %10’unu
aşan kısmı, devirleri mümkün olur olmaz ve her halükârda elde edilmelerinden
itibaren üç yıl içinde elden çıkarılır.
-
Bu süre zarfında elden çıkarılmayan paylar sermaye
azaltımı suretiyle derhal itfa edilir.
-
Geri alınan paylar Kurulun fon çıkışı
gerektirmeyen sermaye azaltımı usullerine göre itfa edilir.
iii.
Geri Alınan Payların Muhasebeleştirilmesi
Tebliğ’in 20’nci maddesine göre;
-
Geri alınan payların muhasebeleştirilmesinde
Kurulun finansal raporlamaya ilişkin düzenlemeleri ile TMS/TFRS’ler esas
alınır.
- Geri alınan payların geri alım bedeli
kadar yedek akçe ayrılarak öz kaynaklar altında kısıtlanmış yedek olarak
sınıflandırılır.
- Geri alınan payların ve söz konusu yedek
akçelerin finansal tablolarda gösterimi Kurul tarafından ilan edilen formatlar
uyarınca yapılır.
- Bu fıkra kapsamında ayrılan yedekler, geri
alınan paylar satıldıkları veya itfa edildikleri takdirde geri alım değerlerini
karşılayan tutarda serbest bırakılır.
Yazımızın
bu bölümünde SPK düzenlemeleri uyarınca geri alınan payların muhasebeleştirilmesinde
esas alınan TMS/TFRS kurallarından bahsedilecektir.
4. TMS
32 Düzenlemeleri
Tebliğ’de
geri alınan payların muhasebeleştirilmesinde esas alınacak olan muhasebesel
düzenleme Türkiye Muhasebe Standartlarının 32 no.lu standardında kendine yer
bulmuştur.
İşletmenin
geri satın alınan kendi hisseleri başlığıyla 33 ve 34’üncü paragraflara göre
geri alınan payların muhasebeleştirilmesine ilişkin kural seti şu şekildedir;
“33- İşletmenin,
özkaynağına dayalı finansal araçlarını yeniden edinmesi durumunda, bu araçlar (‘işletmenin
geri satın alınan kendi hisseleri’) özkaynaktan düşülür. İşletmenin
özkaynağına dayalı finansal araçlarının alışından, satışından, ihracından ya da
iptalinden dolayı kar veya zarara herhangi bir kazanç ya da kayıp yansıtılmaz.
Bunun
gibi, işletmenin geri satın alınan kendi hisseleri, işletme tarafından ya da
konsolide edilmiş şirketler grubunun diğer üyeleri tarafından geri alınabilir
ya da elde tutulabilir. Alınan ya da ödenen tutarlar doğrudan özkaynakta
muhasebeleştirilir.
34-
TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu uyarınca, işletmenin geri satın alınan kendi
hisselerinin elde bulundurulan tutarı ya finansal durum tablosunda ya da
dipnotlarda ayrı ayrı kamuoyuna açıklanır. İşletme, özkaynağına dayalı finansal
araçlarını ilişkili taraflardan geri satın alması durumunda, TMS 24 İlişkili
Taraf Açıklamaları ile uyumlu olarak kamuoyuna açıklamada bulunur.”
Yine
standardın uygulama rehberinin 36’ncı paragrafında belirtilen ilave hususlar şu
şekildedir;
“UR36-
Her ne sebeple geri alınmış olursa olsun, bir işletmenin özkaynağına dayalı
finansal araçlar finansal bir varlık olarak dikkate alınmaz.
33’üncü
paragraf özkaynağına dayalı finansal araçları yeniden satın alan bir işletmenin
söz konusu araçları özkaynaktan düşmesini gerektirir…”
Konuya
referans olması açısından BOBİ FRS’nin 9.68’inci paragrafına da değinilmesi
gerektiğini düşünüyoruz.
Buna
göre işletmenin kendi paylarını geri satın aldığında bu paylara karşılık
verdiği bedelin gerçeğe uygun değerinin özkaynaktan düşülmesi gerektiği
ve TTK’nın 520’nci maddesi çerçevesinde işletmenin geri satın aldığı payları
için iktisap değerini karşılayan tutarda yedek akçe ayırması gerektiği
ve işletmenin kendi paylarının satın alımından, satışından, ihracından ya da
iptalinden dolayı kar veya zarara herhangi bir kazanç ya da kayıp
yansıtılmayacağı belirtilmiştir.
Konuyla
ilgili devam yazımızda geri alınan paylarla ilgili vergisel düzenlemelere bu payların
mali tablolarda nasıl dikkate alınması gerektiğine dair görüş ve açıklamalara
yer verilecektir.
[1] https://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/2011811/0
[2] https://www5.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss96.pdf
[3] AET; Avrupa Ekonomik Topluluğunu, AT; Avrupa Topluluğunu ifade
etmektedir.
[4] Tasarının 379’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan on sekiz
aylık yetki süresi, 77/91/AET sayılı 2’nci Yönergenin 2006 yılında yapılan
değişiklikle beş yıla çıkarılmış olduğu için bu değişiklik 379’uncu maddeye
yansıtılmıştır.
[5] İktisap edilecek paylar için ödenecek bedel çıkarıldıktan
sonra, şirket gene net aktife sahip olmalı ve bu net aktifin tutarı, esas/çıkarılmış
sermaye ile “dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçeler toplamı kadar”
olmalıdır.
[6] https://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/20160721/0
[7] https://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/20160725/0
[8] https://www.spk.gov.tr/Bulten/Goster?year=2020&no=19