01.11.2022 15:20
10
Seri No.lu ÖTV (II) Sayılı Liste Tebliği Değişikliği Taşıtların ÖTV Matrahının
Belirlenmesine İlişkin Çözüm Sunuyor Mu?
1. Giriş
26.07.2022
tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 10 seri no.lu Tebliğ ile Özel Tüketim
Vergisi (ÖTV) (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği’nin (Tebliğ) III/A/3
bölümünün üçüncü paragrafının sonuna bir cümle eklenmiştir.
Eklenen
mevzu bahis cümleyle birlikte üçüncü paragrafın son hali şu şekildedir; “ÖTV
mükellefleri tarafından yapılan ve taşıtın teslimi veya ilk iktisabında alıcıdan
ayrıca alınan; aksesuar, boya koruma, kuaför, ek garanti ve benzeri
teslim ve hizmetlere ilişkin bedeller de ÖTV matrahına dâhildir. Muvazaalı
olmamak şartıyla, söz konusu teslim ve hizmetlerin ÖTV mükellefleri
tarafından taşıtın teslimi veya ilk iktisabından sonra yapılması halinde,
anılan işlemlere ilişkin bedellerin taşıtın ÖTV matrahına dâhil olmadığı
tabiidir.” cümlesi eklenmiştir.
Bakanlığın
bu cümleyi Tebliğ içerisine eklemesinin arkasında yatan motivasyonun özellikle
2021 yılının son döneminde başlayan ve birçoğu tamamlanan sınırlı ÖTV (II)
sayılı liste incelemeleri olduğu söylenebilir. Ancak, Bakanlığın geçmişte özelge
düzeyinde açıkladığı görüşlerine bakıldığında taşıtların ÖTV matrahına dahil
edilebilecek “özellikli durumları” da benzer şekilde değerlendirdiği
görülmektedir. Düzenleme taşıt iktisap eden nihai tüketicilerin üzerindeki
vergi yükünü etkileyebilecek ve değiştirebilecek mahiyette olduğundan
irdelenmesi gereken bir konu olarak karşımızda durmaktadır.
2.
ÖTV Matrahına İlişkin Düzenlemeler
(II)
sayılı listedeki mallar için ÖTV matrahı 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi
Kanunu’nun (ÖTVK) 11/3’üncü fıkrasında, “(II) sayılı listedeki mallar için
verginin matrahı; bunların teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, hesaplanacak
özel tüketim vergisi hariç, katma değer vergisi matrahını oluşturan
unsurlardan teşekkül eder.” şeklinde hüküm altına alınmışken Tebliğ’de “…
Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için verginin matrahı; kayıt ve
tescile tabi olanların ilk iktisabında, kayıt ve tescile tabi olmayanların ise
teslimi ve ithali ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışında,
hesaplanan ÖTV hariç KDV matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder.”
şeklinde düzenlenmiş ve Tebliğ’in ilerleyen bölümlerinde ÖTV matrahına esas
alınan KDV matrahının tespitinde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun
(KDVK) 20 ila 27’nci maddeleri ile bu maddelere ilişkin Katma Değer Vergisi
Genel Uygulama Tebliğinde (KDVGUT) yapılan açıklamaların dikkate alınacağı
belirtilmiştir.
Dolayısıyla
ÖTV matrahını belirleyen ana ilkeler, bir işlemin karşılığını oluşturan bedel
kavramı ve kapsamıyla birlikte KDVK’da özel olarak hüküm altına alınmış olan matraha
dahil olan (KDVK md. 24) (ve olmayan) unsurlardır. Mezkûr Kanun’un 24’üncü
madde gerekçesinde söz konusu maddenin iki temel gerekçeyle; matraha giren
unsurlara ilişkin konuya açıklık getirmek ve uygulamada muvazaalı
yollarla matrahın daraltılmasını önlemek amacıyla tedvin edildiği ifade
edilmiştir.
Yazımızın
konusunu oluşturan düzenlemenin anılan Tebliğ’deki yeri ÖTV matrahının
açıklandığı üçüncü bölüm olup “özellikli durumlar” başlığı altındadır. Esas
itibarıyla bu bölüm, tıpkı KDVK’nın 24’üncü maddesinde olduğu gibi matraha
dahil olan unsurların ayrıca düzenlendiği bir bölüm olarak tezahür etmektedir.
Yani bu bölüm ve dolayısıyla bu başlık altında yer alan düzenlemeler, KDVK
gerekçesinde belirtildiği gibi ÖTV matrahına dahil öğelere açıklık getirmek ve
uygulamada muvazaalı yollarla matrahın aşındırılmasını önlemek amacıyla
konulmuştur. Bu noktada getirebilecek eleştiri vergi matrahının yasal düzenleme
ile belirlenmesi gerektiğinden verginin yasallığı ilkesinin ihlal edildiği şeklinde
olabilecektir.
3.
Maliye Bakanlığının Konuyla İlgili Görüşleri
Maliye
Bakanlığının konuyla ilgili geçmişte özelge düzeyinde açıklamış olduğu muhtelif
görüşleri olup bunlara aşağıda yer verilmiştir.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 03.01.2012
tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-ÖTV-2010:11-02/-12 sayılı özelgesinde, “… Buna
göre; satışı yapılan araçlara eklenen ve aracın değerini arttırıcı
nitelikteki opsiyonel aksesuarların (otomatik ayna, çelik jant, metalik boya
vb.) araç satışına ilişkin faturaya dahil edilmesi ve bu aksesuarlara ait
tutarların ÖTV matrahına dahil edilmesi gerekmektedir.” şeklinde görüş
beyan edilmiştir.
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının
28.09.2015 tarih ve 64597866-135[11/3-2015]-21075 sayılı özelgesinde, “… Buna
göre, Firmanızca taşıtın ilk iktisap kapsamında teslimine ilişkin olarak
alıcıdan ayrıca alınan oto kuaför bedeli ÖTV matrahına dâhildir. Ancak,
taşıtın ilk iktisap kapsamında tesliminden sonra taşıta ilişkin yapılan teslim
ve verilen hizmetler ÖTV matrahına dâhil olmadığından taşıtların ilk iktisap
kapsamında tesliminden sonra verilen oto kuaför hizmeti bedeli ÖTV matrahına
dahil değildir. Öte yandan, taşıtın ilk iktisap kapsamında teslimine
ilişkin olarak alıcıdan ayrıca alınmakla birlikte araç bedelinin dolayısıyla
ÖTV matrahının azaltılmasını sağlayacak doğrultuda işlem tesis edilmesi
halinde, bu durumun Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi gereğince, işlemlerin
gerçek mahiyetinin esas olması prensibinden hareketle muvazaa olarak
değerlendirileceği ve buna göre işlem tesis edileceği tabiidir. Bunun yanı
sıra, Kanunun 1 inci maddesi ve Kanuna ekli listeler uyarınca, hizmet ifaları
tek başlarına ÖTV'nin konusuna girmemekte olup, bu kapsamda diğer firmalardan
ilk iktisabı yapılan taşıtlara verilen oto kuaför hizmeti bedelleri üzerinden
ÖTV hesaplanması söz konusu olmayacaktır.” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının
01.10.2015 tarih ve 39044742-135-83702 sayılı özelgesinde, “… Buna göre,
Firmanızca ilk iktisap kapsamında teslimi yapılan araçlara ait ÖTV matrahı,
teslim edilen araç karşılığında her ne nam adı altında olursa olsun müşteriden
alınan bedellerin (alıcının vekâlet vermek suretiyle Firmanıza yaptırdığı
trafik kayıt ve tescil işlemlerine ilişkin hizmet bedelleri hariç) toplamından
az olamaz. Dolayısıyla, taşıtın ilk iktisap kapsamında teslimine ilişkin
olarak alıcıdan ayrıca alınan oto gaz ve aksesuar bedelleri (montaj bedeli
dahil) ÖTV matrahına dâhildir. Öte
yandan, taşıtın ilk iktisap kapsamında tesliminden sonra taşıta ilişkin yapılan
teslim ve verilen hizmetler ÖTV matrahına dahil olmamakla birlikte; alıcının
vekâlet vermek suretiyle yaptıracağı trafik kayıt ve tescil işlemlerine ilişkin
hizmet bedellerinin rayicine göre yüksek bedelle gösterilmesi veya başka
suretlerle araç bedelinin, dolayısıyla ÖTV matrahının azaltılmasını sağlayacak
doğrultuda işlem tesis edilmesi halinde, bu durumun Vergi Usul Kanununun 3 üncü
maddesi gereğince, işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olması prensibinden
hareketle muvazaa olarak değerlendirileceği ve buna göre işlem tesis edileceği
tabiidir.” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 08.02.2019
tarih ve 27575268-105[03-2015-500]-48839 sayılı özelgesinde, “Buna göre,
firmanızca ilk iktisap kapsamında teslimi yapılan araçlara ait ÖTV matrahı,
teslim edilen araç karşılığında her ne nam adı altında olursa olsun müşteriden
alınan bedellerin (alıcının vekâlet vermek suretiyle firmanıza yaptırdığı
trafik kayıt ve tescil işlemlerine ilişkin hizmet bedelleri hariç) toplamıdır. Buna
göre, firmanızca taşıtın ilk iktisap kapsamında teslimine ilişkin olarak
alıcıdan ayrıca alınan park sensörü gibi aksesuar bedelleri (montaj bedeli
dahil), buna ilişkin ayrı bir fatura tanzim edilse dahi taşıtın ÖTV matrahına
dâhildir. Öte yandan, taşıtın ilk iktisap kapsamında tesliminden sonra
taşıta ilişkin yapılan teslim ve verilen hizmetler ÖTV matrahına dahil
olmamakla birlikte; sair suretlerle araç bedelinin, dolayısıyla ÖTV matrahının
azaltılmasını sağlayacak doğrultuda işlem tesis edilmesi halinde, bu durumun
Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi gereğince, işlemlerin gerçek mahiyetinin
esas olması ilkesi kapsamında muvazaa olarak değerlendirileceği ve buna göre
işlem tesis edileceği tabiidir.” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
4. Değerlendirme
Öncelikle,
Tebliğ düzeyinde yapılan son değişikliğin konuyla ilgili Maliye Bakanlığının daha
önce özelge düzeyinde vermiş olduğu görüşlere paralel olduğu görülebilmektedir.
Maliye Bakanlığının daha önce bu yönde görüş beyan etmesine rağmen bununla
yetinmeyerek konuyu Tebliğ düzeyinde tali mevzuat içerisinde düzenlemesinin
muhakkak bir amacı bulunmaktadır. Bu değişikliği son dönemde yapılan sınırlı
vergi incelemeleri üzerinden okumak yanlış bir sonuca ulaşmamıza sebebiyet
verebilir. Dolayısıyla bu değişikliği daha geniş perspektiften değerlendirmek
gerekmektedir.
Bakanlığın
gerek geçmiş ÖTV incelemeleri gerekse ÖTV mükelleflerinin bildirdiği ve beyan
ettiği veri setinden hareketle ÖTV matrahının aşınmasını önlemek amaçlı olarak hareket
ettiği anlaşılmaktadır.
Bakanlık,
ÖTV mükelleflerinin (bayilerin) taşıtın teslimi veya ilk iktisabı öncesinde aksesuar
vb. donanımsal parçalar için ayrı faturalar düzenlemek suretiyle taşıt fiyatını
farklılaştırmak, bu suretle taşıt fiyatını ayrıştırmak ve baz model taşıtlara
ilişkin olarak teslim/ilk iktisap öncesi taşıtın bedelini artıracak opsiyonel
donanımsal eklemeleri ÖTV matrahının dışında bırakılmasını engellemek istediği
görülebilmektedir.
Bakanlığın
bu düzenlemeyi tali mevzuat içerisine dahil etmesiyse aslında onun taşıtın
teslimi veya ilk iktisabında alıcıdan ayrıca alınan; aksesuar, boya koruma,
kuaför, ek garanti ve benzeri teslim ve hizmetlere ilişkin bedelleri işlemin
karşılığını teşkil eden bedel kavramı içerisinde mütalaa etmesinden
kaynaklanmaktadır. Eğer Bakanlık bu düzenlemeyi bir vergi güvenlik müessesesi
olarak addetseydi bunu ÖTVK’nın içerisinde hüküm altına alması gerekecekti.
Ancak, ÖTV matrahı da KDV matrahı esas alınarak hesaplandığından KDVK’nın
24/1-c bendinde yer alan “… servis ve benzer adlar altında sağlanan her
türlü menfaat, hizmet ve değerler.” hükmünün bu özellikli durumu
kapsadığı ve dolayısıyla teslim/ilk iktisap sırasında satış bedeline dahil
edilen ya da satış bedeline dahil edilmemekle birlikte bu sırada ayrıca fatura
edilen unsurların ÖTV matrahına dahil olduğu sonucuna ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla,
KDVK içerisinde konuya açıklık getirmek ve uygulamada muvazaalı yollarla
matrahın aşındırılmasını önlemek amacıyla ihdas edilen mezkûr bent hükmünün ÖTV
matrahının hesaplanmasında da belirleyici olduğu değerlendirilmektedir.
Bakanlığın da konuyu bu açıdan değerlendirmesi nedeniyle yani kanuni dayanağı
olan ve matrahın unsuru olabilecek bir durumu Tebliğ içerisine dahil ederek
açıklamak ve geçmişte özelge düzeyinde ifade edilmiş görüşlerle Tebliğ’in değişiklik
öncesi düzenlemesinin çelişmesinin engellenmek istendiği düşünülmektedir.
Buna
ilaveten son değişiklikle, bahsi geçen teslim ve hizmetlerin ÖTV mükellefleri
tarafından taşıtın teslimi veya ilk iktisabından sonra yapılması halinde, 213
sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi gereğince işlemlerin gerçek
mahiyetinin esas olması prensibinden hareketle, muvazaa olmamak şartıyla,
anılan işlemlere ilişkin bedellerin taşıtın ÖTV matrahına dâhil olmadığı
vurgulanmaktadır. Ancak, altı çizili ifadenin matrahın tespit edilmesinde
nesnel ölçütlerden çok subjektif ölçütleri temel aldığı da iddia konusu
olabilecektir. Dolayısıyla bu düzenleme nedeniyle, ilk iktisap/teslim
sonrasında bayi tarafından taşıt için yapılan bazı teslim/hizmetlerin subjektif
ölçütler dairesinde muvazaalı olduğu değerlendirmesi yapılabilecek ve sonuç
olarak ÖTV matrahını azaltıcı işlem uygulanması nedeniyle ilave ÖTV/KDV
tarhiyatına alan açılabilecektir.
Bakanlığın
esas gayesi; potansiyel suistimali ve sadece vergiden kaçınmak amaçlı
yapılabilecek işlemleri önlemek olup, söz konusu işlemlerin taşıtın kayıt ve
tescil edilmesinden ya da teslim edilmesinden sonra ancak taşıtın pazar/rayiç
değerini artırıcı veya muhtelif sebepler kaynaklı ihtiyaca binaen
gerçekleştirilmesi halinde ÖTV matrahı içerisinde değerlendirilmemesi
şeklindedir. Ancak, KDVK’nın matrah hükümlerinden yasal dayanağını alan Tebliğ
düzenlemesinin salt ÖTV matrahını azaltmak amacıyla girişilecek ve vergi
idaresi/vergi inceleme elemanları tarafından “ispat edilebilecek” işlemler
karşısında işlev kazanacağı ve buna göre işlem tesis edileceğine dikkat
edilmesi gerektiği muhakkaktır.
Sonuç
olarak, yargı nezdinde de tartışmalı bir konu olan ve gerek verginin yasallığı
gerekse ÖTV’nin bir defaya mahsus olarak hesaplanması nedeniyle barındırdığı
ihtilaflı hususları nedeniyle tartışmaya açık bir konunun Bakanlık tarafından tali
mevzuat içerisinde değerlendirilmesi ÖTV matrahının çeşitli şekillerde
azaltılmasının önlenmesi anlamında kendi içerisinde tutarlı ve anlaşılır bir
görüntü veriyor olsa da subjektif öğeler içermesi ve nihai tüketiciler
açısından vergi yükünü artırıcı (ve muhtemeldir ki piyasa bozucu) bir yönüyle
de tekrardan daha farklı bir bakış açısıyla ve belki de KDV matrahının
unsurlarından bağımsız bir şekilde ele alınması gerektiği düşünülmektedir.
Buna
göre, taşıtın bedelini/değerini artıran donanımsal parçaların ya da hizmet
nevindeki çeşitli alımların ÖTV mükellefleri tarafından ilk iktisap/teslim
öncesi/sonrası yapılıp yapılmadığına ya da ne zaman fatura edildiğine bakılmaksızın,
taşıtın çıplak bedelinin %10’unu aşması halinde ÖTV matrahına dahil edilmesi gerektiğinin
açık bir şekilde belirtilmesi konuya nesnel ölçütlerle yaklaşılmasına bir örnek
olarak verilebilecek ve var olan sorunun çözüme kavuşturulmasında bir orta yol
olması açısından yardımcı olabilecektir.