01.11.2022 14:52
Taşınmazın İfrazı (Bölünme) Halinde Oluşan Yeni Taşınmazların Satışında
Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi İstisnası
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK)
5/1-e bendine göre kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan
taşınmazların satışından doğan kazançların %50'lik kısmı kurumlar vergisinden
istisnadır.
Buna ilaveten, benzer bir istisna düzenlemesi
de 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 17/4-r bendinde
yapılmıştır. Buna göre, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan
taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler katma değer
vergisinden müstesnadır.
Her iki düzenleme de kurumların mali
yapılarını güçlendirme amacıyla ihdas edilmiştir. Dolayısıyla taşınmaz
ticaretini yapanların ticaret amacıyla elde tuttukları bu varlıkların satışı
(devir ve teslimi) söz konusu istisnaların kapsamı dışında tutulmuştur.
1 seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel
Uygulama Tebliği’nde (KDVGUT) satışa konu edilecek taşınmazlar arsa, arazi ve
bina olarak ifade edilmişken, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde
istisnaya konu olan taşınmazlar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) “taşınmaz”
olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere
taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır denilmiş ve
TMK’nın 704 üncü maddesindeki, arazi, tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen
bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler
olarak sayılmıştır. Dolayısıyla istisnaya konu edilen taşınmazın TMK
hükümlerine uygun bir şekilde taşınmaz vasfına sahip olması gerekmektedir.
Ayrıca taşınmazlarda iktisap, Kanun’un 705 inci maddesi uyarınca tapuya
tescille olmaktadır.
Öte yandan, 25.03.2011 tarihli ve 76 no.lu
Gelir Vergisi Sirkülerinin “5. Cins Tashihi Yapılan Gayrimenkuller ile Kat
Karşılığı Olarak Müteahhit veya Konut Yapı Kooperatiflerinden Alınan
Gayrimenkullerin Satılması Halinde İktisap Tarihinin Belirlenmesi” başlıklı
bölümünde; arazi vasfında iktisap edilen gayrimenkulün belediyelerce ifraz
ve taksim işlemine tabi tutularak satılması halinde iktisap tarihi olarak
arazinin iktisap edildiği tarih değil, belediyenin ifraz işlemi sonucu arsa
vasfını kazanarak, cins tashihi (cins değişikliği) yapıldığı tarihin esas
alınması gerekir denilmiştir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne (TKGM)
göre ifraz (ayırma)[1];
tapu kütüğünde tek parsel olarak kayıtlı bulunan bir taşınmazın, düzenlenen
haritalara göre birden çok parçaya ayrılarak tapu kütüğüne tescil edilmesi
işlemidir. Yine, arsa olarak iktisap edilen gayrimenkul üzerine bina inşa
edilmesi veya söz konusu gayrimenkulün kat karşılığı verilmesi sonucu alınan
gayrimenkullerin tapuya tescili, cins tashihi (cins değişikliği) sayılarak
tapuya tescil tarihinin iktisap tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği
belirtilmiştir.
Söz konusu sirkülerde yer
alan ifraz[2]
işlemine ait örnek aşağıdadır.
“Örnek 6:
Bayan (E) tarafından 25.10.1992
tarihinde satın alınan ve tapuya arazi olarak tescil edilen gayrimenkulün
belediyece ifraz işlemi sonucu, 27.07.2008 tarihinde cins tashihi
gerçekleştirilerek tapuya arsa olarak tescili yapılmıştır.
Değer artışı kazancının
tespiti açısından, söz konusu değişikliğin (cins tashihi) yapıldığı 27.07.2008
tarihinin esas alınması gerekir.”
KDVGUT’nin “4.16.1. Taşınmaz Satışlarında
İstisna Uygulaması” başlıklı alt bölümünde yer alan Örnek 8 aşağıdaki gibidir.
(Söz konusu örnek Tevhit işlemi hakkında verilmiş olup vergi hukuku
hükümlerinin yorumlanmasında kullanılmak üzere bu kısma alınmıştır.)
“Örnek 8: (Y) şirketince 09/10/2008
tarihinde alınıp ilgili dönemde şirket aktifine kaydedilen 2.000 m2’lik arsa
ile 11/11/2010 tarihinde alınıp ilgili dönemde şirket aktifine kaydedilen 450
m2’lik bitişik arsa tevhit edilmiş (tek tapuya dönüştürülmüş) ve
satışa sunulmuştur. Taşınmazlar üzerinde tevhit yoluyla yapılan değişiklikler
sonrasında yeni oluşan birimin tapuya tescil edilmesi ve daha sonra elden
çıkarılmasında 3065 sayılı Kanunun (17/4-r)maddesinde düzenlenen istisnanın
uygulanması bakımından tevhit tarihinin esas alınması gerekmektedir. Ancak
her iki taşınmazın da tevhit öncesi iktisap tarihleri ispat edilebiliyorsa ve
satış bedeli ayrıştırılabiliyorsa, iktisap tarihlerinin ayrı ayrı dikkate
alınması ve bu suretle iki yıllık sürenin hesaplanması mümkündür.”
(TKGM’ye göre tevhit[3];
tapu sicilinde ayrı ayrı kayıtlı, birbirine bitişik birden fazla taşınmaz malın
birleştirilerek tek bir parsel halini alması işlemidir.)
Ankara
Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 17.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-2010:KDV-3/14017-60-437
sayılı özelgesinde; “… taşınmazın Belediyenizin mülkiyetinde en az iki tam
yıl bulunup bulunmadığının tespitinde, ifraz, tevhid, imar uygulaması,
kat irtifakı, kat mülkiyeti uygulanan taşınmazın ilk iktisap tarihinin esas alınması
gerekmektedir.” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
İstanbul
Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 05.10.2017 tarih ve
62030549-125[5-2016/417]-335325 sayılı özelgesinde; “… Buna göre, 1954
yılında kurulmuş olan çimento fabrikanıza ait arazinin bulunduğu bölgenin sanayi
imarının, Şirketinizin talebi olmaksızın, re'sen ……… Belediye Meclisi
tarafından konut ve ticari imara dönüştürülerek ifraza tabi tutulmuş olması
halinde, çimento fabrikanızın üzerinde kurulu olduğu taşınmazın ifraz işlemine
tabi tutulması sonucu ortaya çıkan yeni parsellerin satışı, taşınmaz
ticaretiyle uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulunan değerlerin satışı
kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, taşınmaz ticaretiyle uğraştığınızı
gösterecek başka faaliyetlerinizin olmaması ve diğer şartları da sağlamanız
kaydıyla bu satıştan kaynaklanan kazancınız için Kurumlar Vergisi Kanununun
5/1-e maddesindeki istisnadan yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.
… Bu çerçevede, satışa konu çimento fabrikanıza ait
arazinin bulunduğu bölgenin sanayi imarının Şirketinizin talebi olmaksızın
re'sen belediye meclisi tarafından konut ve ticari imara dönüştürülerek
ifraza tabi tutulmuş olması halinde, taşınmazın ifraz işlemine tabi tutulması
sonucu ortaya çıkan yeni parsellerin satışı işleminin taşınmaz ticareti
kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, satış işleminin diğer şartları
taşıması kaydıyla Kanunun 17/4-r maddesi hükmünden faydalanmasında mevzuata
aykırı bir husus bulunmamaktadır.”
şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Şanlıurfa
Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 11.08.2020 tarih ve 64958909-125-E.22497 sayılı
özelgesinde; “… Bu hüküm ve açıklamalara göre, …tarihinde … Büyükşehir
Belediyesi adına kayıtlı iken şirketiniz adına ayni sermaye olarak tapu işlemi
gerçekleştirilen … Ada … Parsel No.lu gayrimenkulün (arsa) … tarihinde …
Büyükşehir Belediyesinin … tarihli ve … sayılı kararı ile … ayrı parsele
ayrılarak ifrazının yapılması neticesinde bu parsellerden … adedinin açık
artırma usulü ile satışının yapılması durumunda taşınmaz ticareti ile uğraşılmış
olunacağından, bu taşınmazların satışından doğan kazançla ilgili olarak
Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde
yer alan kurumlar vergisi istisnasından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
… Buna göre, … Ada … Parsel No.lu şirketinize ait
taşınmazın, … Büyükşehir Belediyesinin … tarihli ve … sayılı kararı ile … ayrı
parsele ayrılarak ifrazının yapılması neticesinde bu parsellerden 4 adedinin
açık artırma usulü ile satışının yapılması durumunda taşınmaz ticareti ile
uğraşılmış olunacağından, bu taşınmazların şirketiniz tarafından satışında 3065
sayılı KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında istisna uygulanması mümkün
değildir.” şeklinde görüş beyan
edilmiştir.
3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 44’üncü maddesine göre; ifraz, tescil, cins
değişikliği, el değiştirme, hisse değişikliği gibi işlemlerin hukuki işlem
oldukları addedilmiştir.
Söz
konusu ifraz (bölünme) işleminin de hukuki bir işlem olduğu ve hukuki bir işlem
olması nedeniyle hukuki bir sonuç yarattığı muhakkaktır. Ancak, re’sen
gerçekleştirilen ifraz işlemi sonucunda vergi hukuku anlamında yeni taşınmaz
oluşumu ve bu nedenle yeni taşınmaz iktisabının oluşup oluşmadığının
belirlenmesi ve iktisap tarihi açısından da istisna koşullarının varlığının
tespiti gerekmektedir.
Gerek
76 no.lu Gelir Vergisi Sirküleri gerek KDVGUT’nin ilgili bölümünde yer alan 8
no.lu örnek ve gerekse Maliye Bakanlığı görüşleri (özelgeleri) dikkate
alındığında, ifraz (ve dahi tevhit) işlemi neticesinde taşınmazın cinsinde bir
değişiklik olduğu taktirde, yani hukuk düzeninde taşınmaz yeni bir vasfa/özelliğe
sahip olduğu taktirde, örneğin ifraz işlemi sonucunda tarla, bağ, bahçe vb. vasıflarından
arsa[4]
vasfına dönüştüğü taktirde yeni hukuki durumun taşınmazın iktisap tarihi olarak
dikkate alınması gerekmektedir. Her ne kadar bölünen (ifraz edilen) taşınmaz ve
yeni oluşan taşınmazlar arasındaki hak ve yükümlülükler arasındaki bağlantı Tapu
Sicili Tüzüğü’nün 57 ve devamında gelen maddelerde vurgulanmış olsa da,
taşınmazın vasıf değiştirdiği bir halde bunların vergi hukuku anlamında yeni
bir durum ortaya çıkarmadığı sonucuna varılamayacağı değerlendirilmektedir.
Zira, taşınmazlar arasındaki söz konusu bağlantı kişilerin bölünen taşınmaz nezdindeki
hak ve yükümlülüklerin korunması ve sürdürülmesi anlamındadır.
Ancak
re’sen yapılan ifraz işlemi neticesinde;
B.07.1.GİB.4.06.17.01-2010:KDV-3/14017-60-437 sayılı,
62030549-125[5-2016/417]-335325 sayılı ve 64958909-125-E.22497 sayılı Maliye
Bakanlığı görüşleri doğrultusunda bölünme sonucunda oluşan yeni arsa
parselinin (taşınmaz vasfının
değişmemesi ve nitelik itibarıyla aynı kalması durumunda)
satışında taşınmaz ticareti hükümlerinin de oluşmadığı varsayımıyla, gerek
kurumlar vergisi gerekse katma değer vergisi istisnalarının uygulanması
açısından ilk iktisap tarihinin esas alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
[1]
https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/2020-12/ifraz.pdf
[2]
İfraz işlemi 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 15’inci ve 16’ncı maddeleri uyarınca
gerçekleştirilmektedir.
[3]
https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/2020-12/tevhit.pdf
[4] https://tkgm.gov.tr/tapu-db/cevapli-raporlar.
Cevaplı raporlar; yapılan teftişlerde noksan ve hatalı bulunan ve ilgili dairelerce
düzeltilmesi gereken işlemler hakkında teftiş birimince düzenlenen raporlardır.