01.11.2022 14:25
7338 sayılı Kanun’un Vergiye Uyumlu
Mükelleflere %5’lik Vergi
İndiriminde Getirdikleri
1. Giriş
26.10.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan
7338 sayılı “Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun”un 10’uncu maddesiyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) mükerrer
121’inci maddesinde hüküm altına alınan “vergiye uyumlu mükelleflere vergi
indirimi” başlıklı maddede bir takım değişiklikler yapılmıştır.
Söz konusu uygulamadan yararlanan 64.578 gelir
ve kurumlar vergisi mükellefi[1]
bulunduğu ve Kanun teklifinin görüşüldüğü plan ve bütçe komisyon tutanaklarına
göre toplam sağlanan vergi avantajının 1,75 milyar lira olduğu saptanmaktadır.[2]
Yapılan değişiklikle beraber gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu
indirimden faydalanma imkânlarının artırılması hedeflenmektedir.
2. %5’lik Vergi İndirimindeki
Eski Uygulama
GVK’nın mükerrer 121/1’inci maddesinde
uygulamadan yararlanabilecek ve yararlanamayacak mükelleflerle birlikte o yıl
için geçerli azami indirim tutarı da belirlenmiştir.
İndirim müessesesinin en fazla problem içeren
ve mükelleflerin geçmişe dönük olarak vergi indirimlerinin iptaline kadar giden
durumlarla karşı karşıya bırakılmalarına sebep olan düzenleme tarhiyat
hükümlerinin yer aldığı ikinci fıkranın ikinci bendiydi. Buna göre eski uygulamada
indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son
iki yılda haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen,
re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunması halinde indirimden
yararlanmak mümkün olamıyordu. Buna karşın, “yapılan tarhiyatların kesinleşmiş
yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun uzlaşma ya
da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması” halindeyse
söz konusu şart ihlal edilmiş sayılmıyordu. Buna göre, indirim şartının ihlali
için son üç yılda beyana tabi olan bir vergi türü itibarıyla tarhiyat yapılmış
olması yeterliyken, bu tarhiyatın tamamen ortadan kaldırılmış olması hali
ihlali geçersiz kılmaktaydı. Ancak, tarhiyatın tamamen ortadan kaldırılması
esas itibarıyla vergi idaresiyle uzlaşma pratiğinde karşılaşılan bir durum
olmayıp daha en başından bu bendin uygulanması geçersiz kılınmaktaydı.
Bu konu ayrı bir makalede değerlendirilmesi
gereken derinliğe sahip bir konu olmakla birlikte bir cümleyle ifade edecek
olursak, tarhiyat önerisi içeren inceleme raporlarının uzlaşma komisyonlarında
oluşturulabilecek tartışma zemininde tekrar değerlendirilmeleri ve komisyon
üyelerine tarhiyatı öngörülen verginin tamamen kaldırılması şeklinde bir
yetkinin verilmesi uzlaşma görüşmelerinin etkinliğini ve verimliliğini artırabilecektir.
3. Vergi İndirimi Uygulamasında
Yapılan Değişiklikler
GVK’nın mükerrer 121/2-2 bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“(1) numaralı bentte
belirtilen süre içerisinde kesinleşmiş olması koşuluyla vergi
beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece
yapılmış bir tarhiyat bulunmaması[3]
(Kesinleşen tarhiyatların, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl
için geçerli olan, maddenin birinci fıkrasındaki indirim tutar sınırının %1 ini
aşmaması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz),”
Buna göre yeni durumun eskiye kıyasen getirdiği
farklılık, ilgili yıllar içinde beyana tabi vergi türü itibarıyla tarhiyat
yapılmamış olması koşulunun, vergi beyannamelerindeki vergi türleri
itibarıyla yapılan tarhiyatların kesinleşmesine bağlanmasıdır. Böylece, anılan
süre içerisinde haklarında tarhiyat yapılmış olmakla birlikte söz konusu
tarhiyatın kesinleşmemiş olması halinde mükelleflerin indirim şartlarını sağlamaya
devam ettikleri öngörülmektedir. Bununla birlikte, tarhiyatın kesinleşmesi
koşuluna ilişkin olarak bent içerisine alınan parantez içi hükümle bir istisna
getirilmektedir. Buna göre, eğer tarhiyat kesinleşirse ve kesinleşen tarhiyat
rakamı o yıl için geçerli azami indirim tutarının %1’ini aşmıyorsa bu şart yine
ihlal edilmemiş sayılacaktır.
4. Yapılan Değişikliğin
Yarattığı Yeni Durumlar
Aslında yapılan değişiklik temelde üç yeni
durum ortaya çıkarmaktadır:
a. İkmalen, re’sen veya idarece tarhiyatın
yapılmamış olması koşulunun tarhiyatın kesinleşmesi olarak değiştirilmesi,
b. Tarhiyatın yapıldığı vergi türünün mükerrer
121’nci maddenin beşinci fıkrasında tanımlanmış olan vergi beyannameleriyle
(yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi
beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve
Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken katma değer
vergisi ve özel tüketim vergisi beyannameleri) sınırlandırılması, (örneğin
damga/özel iletişim/şans oyunları vergisi beyannameleri bu beyannameler
arasında sayılmadığından bunların verilmemesi ya da eksik beyanda bulunulması
nedeniyle yapılıp kesinleşen tarhiyatlar tutarına bakılmaksızın indirim
şartının ihlali sayılmayacaktır)
c. Tarhiyatın kesinleştiği duruma da bir
istisna öngörülerek, ilgili yıl azami indirim tutarının %1’ine kadar
mükelleflerin noksan/hata/eksik beyan vb. sebeplerle oluşabilecek potansiyel
tarhiyatları için de bir esneklik sağlanarak indirim imkanlarının kaybolmaması,
şeklindedir.
5. İndirim Dolayısıyla
Ödenmeyen Vergilerin Geri Alınmasına İlişkin Hüküm
Uyumlu mükellef indiriminden yararlanmak için
gereken en önemli koşullardan birisi (ilgili yıllar itibarıyla mükelleflerin
haklarında yapılmış bir tarhiyat bulunmaması) yapılan tarhiyatın kesinleşmesi
durumuna evrildiğinden, maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi olan, “Bu
hüküm, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki
son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanların gerçek durumu
yansıtmadığının indirimden yararlanıldıktan sonra tespiti üzerine yapılan
tarhiyatların kesinleşmesi hâlinde de uygulanır ve bu takdirde indirim
uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler açısından zamanaşımı, yapılan
tarhiyatın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren
başlar.” hükmü yürürlükten kaldırılmış ve böylece yapılan tarhiyatların
indirimden yararlanılmasından sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan
indirimin mükelleflerden geri alınmasına/iptal edilmesine ilişkin uygulama madde
metninden çıkartılmıştır.
6. Yeni Uygulamaya Dair Çeşitli
Senaryolar
1. (X) A.Ş.’nin 2019 hesap dönemi kurumlar
vergisi türü itibarıyla sınırlı olarak incelenmekte olup, mükellef kurumun 2020
yılında verdiği 2019 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde 50.000,00
TL tutarında vergi indiriminden yararlandığı tespit edilmiştir.[4]
Yapılan incelemenin tamamlanması sonucunda
01.04.2021 tarihinde vergi inceleme tutanağı imzalanmış ve mükellef kurum söz
konusu tutanakta tarhiyat öncesi uzlaşma talep etmiştir. Mükellef kurum hakkında
düzenlenen 2019 hesap dönemine ait kurumlar vergisi vergi inceleme raporunda 20.000,00
TL kurumlar vergisinin ikmalen tarh edilmesi öngörülmüştür. Mükellef uzlaşma
görüşmelerine katılmakla dava açmak arasındaki tercihini operasyonel etkinlik
ve oluşabilecek maliyetler açısından değerlendirmiş ve sonuç itibarıyla, kendisine
tebliğ edilen tarhiyat öncesi uzlaşma davetiyesine tebellüğ ederek 01.05.2021 tarihinde
uzlaşma görüşmesine katılmış, uzlaşma vaki olmuş ve ikmalen tarh edilen 20.000,00
TL kurumlar vergisi uzlaşma tutanağının 01.05.2021 tarihinde imzalanmasıyla
birlikte kesinleşmiştir (uzlaşma görüşmelerinde tarh edilen vergiden indirim
yapılmamış olup tarhiyat öncesi uzlaşma tutanağının düzenlenme tarihinden
itibaren uzlaşılan vergi ve cezaların bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir).
Buna göre;
a. Eski
uygulamada tarhiyat yapılmış olması hali indirim şartının ihlali anlamına
gelmekteydi. Fakat yeni uygulamada, mükellef hakkında ikmalen tarhiyat
öngörülmesine rağmen 2022 yılında verilecek 2021 dönemi kurumlar vergisi
beyannamesi üzerinde prensip olarak indirimden yararlanma imkanı
doğmaktadır.
b. Mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşma
tutanağını imzalaması sonucunda hakkında öngörülen tarhiyat kesinleşmiştir. 2022
yılında indirimden yaralanabilmek için kesinleşen tarhiyat rakamının ilgili yıl
için geçerli azami indirim tutarının %1’ini aşıp aşmadığı test edilmelidir. Buna
göre 2022 yılı içi belirlenen yeniden değerleme oranının %36,2 olduğu dikkate
alındığında, 2022’de verilmesi gereken yıllık gelir/kurumlar vergisi
beyannamelerinde uygulanmak üzere, anılan maddenin birinci fıkrasında yer alan
azami indirim tutarı (1.500.000,00*1,362=) 2.043.000,00 TL olacak fakat bu
tutarın %5’ini aşmayan kesir tutarı 43.000,00
TL[5]
dikkate alınmayacaktır. Dolayısıyla, azami indirim tutarının %1’i
(2.000.000*0,01=) 20.000,00 TL olup kesinleşen tarhiyat rakamının 20.000,00
TL’yi aşmaması nedeniyle şart ihlali gerçekleşmeyecektir.
2. Fakat, kesinleşen tarhiyat 20.000,01 TL
olsaydı dahi, kesinleşen tarhiyat tutarının 2022 yılındaki azami indirim
tutarının %1’ini aşması nedeniyle indirim şartı ihlal edilmiş sayılacak ve en
erken 2025 yılında (2024 hesap dönemi beyannamesi üzerinde) indirimden
yararlanabilme imkanı oluşacaktı.
3. Mükellef kurum kendisine 01.05.2021’de tebliğ
edilen vergi/ceza ihbarnamelerine karşı 30.05.2021 tarihinde vergi yargısı
nezdinde dava yoluna gitmiş ve bu nedenle ikmalen tarh edilen vergiler
kesinleşmemiştir. Dolayısıyla, mükellef kurum 2022 ve müteakip hesap dönemlerinde
(aleyhinde gelen karar/kararlar sebebiyle tüm olağan kanun yollarının tüketilip
tarhiyatın kesinleşerek ihlalin gerçekleştiği döneme kadar) vergi indiriminden
yararlanabilmesi mümkündür.
4. 2019 hesap dönemi için 2020 yılında
yararlanılan 50.000,00 TL vergi indirimi sebebiyle geriye dönük olarak tarhiyat
yapılmayacaktır.
7. Genel Değerlendirme
01.01.2018’den itibaren verilmesi gereken
yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 08.03.2017’de
yürürlüğe giren vergiye uyumlu mükellef
indiriminin ilk uygulandığı tarihten bugüne gelene kadar (birtakım noksanlıklara
rağmen) uğradığı olumlu değişimlerin varlığı muhakkaktır.
Bu sefer ki düzenlemeyle, madde metni
içerisinde yer alan koşullardan birisi olan ilgili yıllarda verginin tarh
edilmesi hususunun kesinleşmeye bağlanması, tarhiyatın kesinleşmesi halinde
dahi mükelleflerin uygulamadan yararlanılabilmesi için bir üst limit
öngörülmesi ve önceden yararlanılan indirim tutarlarının mükelleften geri
alınmaması düzenlemeleri halihazırda bu uygulamadan yararlanan mükellef
sayısının (sınırlı da olsa) artmasına neden olacaktır.
Diğer yandan, madde metni içerisinde
yapılabilecek ilave değişimler kaçınılmaz olup bunun ayrı bir yazıyla ele
alınması gerektiği değerlendirilmektedir.
[1]https://www.dunya.com/kose-yazisi/vergi-paketinin-etkisi-nasil-olacak/636129,
https://www.dunya.com/kose-yazisi/uyumlu-mukellef-degisikligi-tamam-ama-yetmez/635648
[2]
https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2820
[3] Değişen bendin yazım
tekniğine yönelik eleştirel bir yaklaşım için bkz. https://www.dunya.com/kose-yazisi/vergi-kanunlarinda-degisiklik-teklifi-ve-kanun-yazim-teknigi/636250
[4] Mükellef
kurum vergi indirimine ait muhasebe kaydını 136 (B) / 570 (A) şeklinde
gerçekleştirmektedir.
[5]
2.043.000,00*0,05=102.150,00 TL azami kesir tutarı olup, mükerrer madde
121/6’ya göre %5’i aşmayan kesir tutarı olan 43.000 TL dikkate alınmamıştır.