09.11.2022 12:22
Bülten Tarihi: 09.11.2022
Bülten No: 2022/5
Konu: 7420 sayılı Torba Kanun’un Vergi Kanunlarında
Yaptığı Düzenlemeler
09.11.2022 tarihli ve 32008 sayılı Resmî Gazete’de
7420 sayılı “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayımlanmış olup bültenimizde söz konusu
Kanun hükümleri ile vergi kanunlarında yer alan hükümlerdeki ilavelere ve
değişikliklere yer verilecektir.
1.
Lisanssız
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Elektrik Enerjisi Üretiminde Kurulu
Güç Sınırı 25 Kw’den 50 Kw’ye Artırılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun (“GVK”)
vergiden muaf esnaflığı düzenleyen 9’uncu maddesinin 9’uncu fıkrasında yapılan
değişiklik ile Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek
faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik
enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı
ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü azami 50 kW'a kadar
(50 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün
ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil)
yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını
son kaynak tedarik şirketine satanların gelir vergisinden muaf tutulmasına
imkan verilmiştir.
Söz konusu değişiklik 09.11.2022
tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
2.
İş Yerinde
Çalışan Hizmet Erbabına Yapılan Yemek Desteğinde Nakit Ödeme İmkânı
Getirilmiştir.
GVK’nın ücretlerde istisnaları düzenleyen 23’üncü
maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendinin parantez içi hükmünde yapılan
düzenlemeyle iş yerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda yemek
desteğinin yemek verme hizmetini sağlayan kuruluşlara verilmesi şartı
kaldırılarak, çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını
(2022 yılı için) aşmayan kısmı gelir vergisi istisnası kapsamına alınmıştır.
Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım
ile bu amaçla sağlanan diğer menfaatler ise ücret olarak vergiye tabi
tutulacaktır.
Söz konusu değişiklik 01.12.2022
tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Öte yandan, Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliğinin 97/7’nci fıkrasına göre sigortalılara yemek parası adı
altında yapılan ödemelerin, iş yerinde veya müştemilatında işveren tarafından
yemek verilmemesi şartıyla, fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak günlük
asgari ücretin %6’sının, yemek verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda
bulunacak miktarı prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmamaktadır.
Asgari ücretin günlük 215,60 TL olduğu dikkate alındığında, yemek ödemesinin (215,60*0,06=)
12,94 TL’yi aşması halinde aşan kısmın prime esas kazanca dahil edilmesi ve
kesintiye tabi tutulması gerekmektedir.
Ancak, Plan Bütçe Komisyonu toplantılarında
prim kesintisi yapılmayacak tutarın vergi istisnasına paralel olarak günlük 51
TL’ye çıkarılacağı belirtilmiş olup kısa süre içerisinde bu yönde bir düzenleme
yapılması beklenmektedir.
3.
Yurt Dışında
Yapılan İnşaat, Onarım, Montaj İşleri ile Teknik Hizmetlerde Çalışan Hizmet
Erbabına Ücret İstisnası Getirilmiştir.
Torba Kanun’un 2’nci maddesiyle, GVK’nın 23’üncü
maddesinin birinci fıkrasına (19) numaralı bent eklenmiş olup buna göre, yurt
dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan
hizmet erbabına, fiilen yurt dışındaki çalışmaları karşılığı işverenin yurt
dışı kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisi istisnası
kapsamında alınmıştır.
Söz konusu hüküm 01.12.2022 tarihi
itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
4.
Bireysel
Katılım Yatırımcısına (Melek Yatırımcı) Tanınan Vergi İndiriminin Süresi
31.12.2027 Tarihine Kadar Uzatılmış, İndirim Tutarı 2.500.000,00 TL Olarak Güncellenmiştir.
GVK’nın geçici 82’nci maddesinde hüküm altına
alınan bireysel katılım yatırımcısına beyanname üzerinden vergi indirimi imkânı
tanıyan yasal düzenlemenin süresi 31.12.2027 tarihine kadar uzatılmış, yıllık
indirim tutarı ise 2.500.000,00 TL’ye yükselmiştir.
Söz konusu değişiklik 01.01.2023
tarihinden itibaren elde edilen gelir veya kazançlara uygulanmak üzere yayımı
tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Ayrıca hatırlanmalıdır ki, ilgili yıl
kazancından indirilemeyen tutar, izleyen yıllarda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında
artırılarak dikkate alınmaktadır.
5.
Şirketlerde
Sermaye Azaltımında Vergileme, Kurumlar Vergisi Kanunu’na Eklenen Madde ile Netleştirilmiş
ve Yasal Hüviyete Kavuşmuştur.
Bilindiği üzere işletmeden çekilen öz kaynak
unsurlarının diğer bir ifadeyle sermaye azaltımının vergilemesinin nasıl
yapılacağı konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Sermaye azaltımında
vergileme konusu mükellefler tarafından talep edilen özelgeler doğrultusunda ve
idarenin bu taleplere verdiği görüşleri çerçevesinde şekillenmekteydi.
Bu kapsamda, idarenin vermiş olduğu özelgeleriyle
oluşturduğu içtihadında sermaye azaltımında vergilemede[1];
“İlk olarak, işletmeden çekilmesi
halinde kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi
tutulacak hesapların (pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, yeniden
değerleme değer artış fonu, iştirakler yeniden değerleme değer artış fonu,
maliyet artış fonu vb.)
Sonra, sadece kâr dağıtımına bağlı vergi
kesintisine tabi tutulacak hesapların (geçmiş yıl karları, olağanüstü yedekler,
aktifte 5 yıllık süreyi doldurmuş gayrimenkul satış kazancı ile diğer istisna
kazançlardan kaynaklanan fonların vb.)
Son olarak ise azaltılan sermaye tutarı bunların toplam
tutarından fazla ise fazlalığın işletmeden çekilmesi halinde
vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin, işletmeden çekildiği”, kabul edilmekteydi.
Kanun’un
22’nci maddesiyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na (KVK) “sermaye
azaltımında vergileme” başlıklı 32/B maddesi eklenmiştir.
Söz konusu kanun teklifine ait madde
gerekçesinde, “yapılan düzenleme ile sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde
vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışında farklı unsurları
da barındıran şirketlerin sermayelerini azaltmaları durumunda, sermayenin hangi
unsurunun ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma konu edilen bu unsurlar
üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususunun netleştirilmesi amaçlanmaktadır.”
ifadesi yer almaktadır.
Buna göre, madde metni aşağıdaki gibidir.
“Sermaye azaltımında vergileme
MADDE 32/B- (1) Kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz
sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl
geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi
durumunda, nakdî veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların
toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki
sermaye unsurları tespit olunur. Söz konusu oranın tespitinde;
a) Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi,
işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar
vergisine ve kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi
kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
b) Sadece kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan
tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
c) Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden
çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdî sermayenin
(2) Kurumların öz sermaye kalemlerini
sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan
sermaye azaltımı yapmaları durumunda, azaltımın sırasıyla birinci fıkranın (a),
(b) ve (c) bentlerinde yer alan sermaye unsurlarından yapıldığı kabul edilir.
(3) Sermaye azaltımında, öncelikli olarak sermayeye ilave
edilen öz sermaye kalemlerinden, sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi
geçmemiş olanların işletmeden çekildiği kabul edilir.
(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları
kapsamında sermaye azaltımı suretiyle tespit olunan sermaye unsurlarından;
birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olanlar kurumlar vergisine ve vergi
kesintisine, (b) bendi kapsamında olanlar sadece vergi kesintisine tabi
tutulur. Kurumlar vergisine ve vergi kesintisine tabi sermaye unsurlarında,
kesinti matrahı hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan tutar olup,
bu tutar üzerinden Kanunun 15 inci ve 30 uncu maddeleri ile 193 sayılı Kanunun
94 üncü maddesi hükmü kapsamında kesinti yapılır.
(5) Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye
azaltılması durumunda, bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurları
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre tespit edilir ancak bu
tutarlar üzerinden dördüncü fıkra kapsamında vergi kesintisi yapılmaz.
(6) Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Sermaye azaltımında yeni vergileme durumunu özetleyecek olursak;
Birinci fıkra ve fıkranın müteakip bentlerine
göre, sermayeye eklenen öz sermaye unsurlarının sermayeye eklendiği tarihten
itibaren 5 yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına gidilmesi
halinde nakdî veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların oranlama
yöntemiyle azaltılan sermaye içerisindeki tutarı belirlenerek vergilendirme
yapılacaktır.
İkinci fıkraya göre, beş yıldan önce sermaye
azaltımı yapılması halinde idarenin önceki görüşlerinde olduğu gibi azaltılan sermayenin
öncelikle kurumlar vergisi ve kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi
olacak hesaplardan, sonra sadece kar dağıtımına bağlı kesintiye tabi tutulacak
hesaplardan ve en son olarak ise vergiye tabi olmayacak nakdi veya ayni sermayeden
oluştuğu kabul görerek vergilendirme yapılacaktır.
Üçüncü fıkraya göre, yapılan sermaye
azaltımında sermayeye eklenen kaynakların bazılarının beş yıllık süreyi aşması
bazılarının ise aşmaması durumunda ise söz konusu kaynaklardan öncelikli olarak
sermayeye ilave edilme tarihi beş yılı geçmemiş olanların çekildiği kabul
edilecek ve buna göre vergilendirme yapılacaktır.
Dördüncü fıkrada, kurumlar vergisine ve vergi
kesintisine tabi sermaye unsurlarında kesinti matrahının hesaplanan kurumlar
vergisi düşüldükten sonra kalan tutar olduğu belirtilmiştir.
Beşinci fıkraya göre, geçmiş yıl zararlarının
mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, azaltıma konu edilen sermaye
unsurları birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre tespit edilecek
ancak bu tutarlar üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Altıncı fıkrada, Hazine ve Maliye Bakanlığının
bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılındığı
belirtilmiştir. Dolayısıyla, yakın bir zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığının
bir Tebliğ düzenlemesiyle sermaye azaltımında vergileme konusundaki yasal
düzenlemeyi açıklaması beklenmektedir.
Söz konusu hüküm Kanun’un yayımı tarihi
itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
6.
Kur
Korumalı Mevduata Dönüşüm Uygulamasındaki İstisnanın Uygulama Tarihi 31.12.2023’e
Kadar Uzatılmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14’üncü
maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına göre, 2022 yılı
sonuna kadar yabancı paralarını ve altın hesabı bakiyelerini Türk lirası
mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm
fiyatı üzerinden Türk lirasına çeviren mükelleflerin bu kapsamda açılacak
mevduata tahakkuk ettirilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançları istisna
kapsamına alınmıştır.
Yapılan düzenleme ile TL’ye çevrilmesi
gereken yabancı paraların ve altın hesabı bakiyelerinin TL mevduat ve katılma
hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk
lirasına çevrilmesi gereken tarih 31.12.2023 olarak yeniden belirlenmektedir.
Ayrıca söz konusu maddenin dördüncü
fıkrasının son cümlesinde yapılan değişiklik ile Cumhurbaşkanına istisnayı, 31.12.2023
tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla
kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte
uygulatma konusunda yetki verilmektedir.
Yine maddenin 7’nci fıkrasında yapılan
değişiklikle birlikte, maddenin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü
fıkralarında yer alan istisna hükümleri, aynı şartlarla geçerli olmak üzere
bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin kazançları hakkında
da uygulanacaktır.
Bu düzenlemenin yedinci fıkrasında değişiklik
yapan hüküm 26.05.2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 09.11.2022
tarihinde, diğer hükümleri ise 09.11.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
7.
İşverenlerce
Hizmet Erbabına Aylık 1.000,00 TL’yi Aşmayan Tutarda Yapılacak Elektrik,
Doğalgaz ve Diğer Isınma Giderlerine Karşılık Ödemeler Gelir Vergisi ve SGK Primi
İstisnası Kapsamına Alınmıştır.
Buna göre Kanun’un geçici 1’inci maddesiyle, 09.11.2022
tarihinden itibaren işverenler tarafından çalışanlara elektrik, doğalgaz ve
diğer ısınma giderlerine karşılık olmak üzere 30.06.2023 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan
aylık 1.000 Türk lirasını aşmayan ödemeler, 5510 sayılı Kanuna göre prime esas
kazanca dâhil edilmeyecek, ayrıca söz konusu tutar üzerinden GVK uyarınca gelir
vergisi hesaplanmayacaktır.
Söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili kılınmış olup bu konuda yapılan çalışmaların yakın bir zamanda kamuoyu ile paylaşılması beklenmektedir.
Saygılarımızla.
7420 sayılı Torba Kanun hükümlerine aşağıdaki
bağlantıdan erişilebilir:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/11/20221109-10.htm
[1] TÜRMOB,
2019/2. Dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı, Gelir Üzerinden Alınan Vergileri
Oturumu, Cevaplar.